İçeriğe geç

Gomalak cila kaç kat atılır ?

Gomalak Cila Kaç Kat Atılır? Güç, İktidar ve Toplumsal Katmanların İnceliği

Bir siyaset bilimci olarak her zaman şunu merak etmişimdir: Güç, gerçekten de sadece yönetmek midir, yoksa görünmeyeni şekillendirme sanatının ta kendisi mi? Tıpkı gomalak cila gibi, iktidar da yüzeyi parlak göstermek için katman katman uygulanır. Her kat, bir düzen vaadi taşır; her katın altında ise toplumun gerçek dokusu gizlenir. Gomalak cila kaç kat atılır? sorusu aslında siyaset biliminin özüne dokunan bir sorudur. Çünkü bu, yalnızca teknik bir işlem değil, aynı zamanda iktidarın kendi meşruiyetini nasıl inşa ettiğini anlamanın metaforik bir yoludur.

İktidarın Katmanları: Gomalak Cila Gibi Parlayan Düzen

Gomalak cila genellikle birkaç kat halinde uygulanır: ilk kat ham yüzeyi hazırlar, ikinci kat parlaklığı belirler, üçüncü kat ise kalıcılığı sağlar. Devlet ve iktidar ilişkileri de benzer biçimde işler. İlk kat —yani yasa ve kurumlar— düzenin temelini oluşturur. İkinci kat —ideolojik söylem— bu düzenin “doğal” ve “haklı” olduğunu hissettirir. Üçüncü kat ise vatandaşın rızasıyla kalıcılığı sağlar.

Bu süreçte görünür olan düzen, görünmez olan ise güç ilişkileridir. Tıpkı gomalak cilanın altında kalan ahşap dokusu gibi, halkın gerçek sesi çoğu zaman iktidarın cilalı yüzeyi altında kalır. Bu durum, modern demokrasilerde bile varlığını sürdürür. Çünkü iktidar, sadece kurumlar aracılığıyla değil, aynı zamanda ideoloji yoluyla işler.

Erkeklerin Stratejik Gücü, Kadınların Demokratik Katılımı

Siyasal sistemlerin çoğu tarih boyunca erkek aklının stratejik düzen mantığıyla şekillenmiştir. Erkek, siyaset sahnesinde genellikle “kaç kat atılacağını” hesaplayan ustadır; yapıyı sağlamlaştırmak, sistemi korumak ve parlatmak onun önceliğidir. Bu, Weber’in “rasyonel otorite” anlayışıyla paralel bir durumdur.

Kadın ise bu katmanların arkasında, toplumun dokusuna temas eden demokratik bir ruh taşır. O, cilayı değil, yüzeyin altındaki anlamı önemser. Katmanları biriktirmek yerine, onları şeffaflaştırmak ister. Kadınların toplumsal hareketlerdeki rolü, iktidarın parlak yüzeyini değil, altındaki yapısal eşitsizlikleri görünür kılmaktır.

Bir erkek politikacı strateji kurarken, bir kadın aktivist genellikle diyalog kurar. Erkekler “kat” ekler, kadınlar “katılım” sağlar. Bu iki yönelim, siyasal sürecin hem yapısal hem de duygusal denge noktalarını oluşturur. Gomalak cila böylece sadece bir teknik işlem değil, cinsiyet temelli güç dinamiklerinin de bir yansıması haline gelir.

İdeoloji: Parlak Görünen Katman

Her sistem, kendi “parlaklığını” sürdürmek için ideolojik bir cila kullanır. Bu ideoloji, bireylerin bilincine işler; “doğru”, “meşru” ve “kabul edilebilir” davranış kalıplarını belirler. Eğitim sistemi, medya, din ve hukuk bu cilayı yeniden üretir. Ancak soru şudur: Toplumsal düzen gerçekten sağlam bir yapı mı, yoksa iyi sürülmüş bir ciladan mı ibaret?

Tarih boyunca her ideolojik sistem, kendini “doğal” göstermek için katman üstüne katman atmıştır. Monarşiler “ilahi hak”la, ulus-devletler “vatandaşlık bilinciyle”, neoliberal rejimler ise “bireysel özgürlük” söylemiyle parlamıştır. Ancak her parlaklığın bir bedeli vardır: gölgede kalanlar, susturulanlar, mat bırakılanlar.

Kurumlar ve Vatandaşlık: Cilayı Kim Sürüyor?

Kurumlar, gomalak cilayı süren ustalardır. Onlar toplumsal yüzeyin düzgün görünmesi için çalışır. Eğitimden adalete, sağlıktan güvenliğe kadar her alan bu cilalama sürecinin bir parçasıdır.

Ancak asıl mesele, vatandaşın bu süreçteki rolüdür. Vatandaş, cilayı sorgulayan mı olmalı, yoksa onun parıltısına inanan mı? Demokratik toplumlarda bu soru, katılımın doğasını belirler. Gerçek demokrasi, cilayı yumuşatıp altındaki dokuyu görünür kılabilen toplumlarda mümkündür.

Kadınların yükselen politik temsili, bu anlamda cilayı delen ilk çatlakları oluşturur. Çünkü kadın siyasetçiler sadece “bir kat daha” eklemez; aynı zamanda katmanların altında kalmış adalet, eşitlik ve dayanışma değerlerini hatırlatır.

Kaç Kat Yeter? Bir Provokatif Soru

Bir mobilyaya fazla gomalak cila atarsanız, yüzey nefes alamaz; zamanla çatlar, soyulur. Aynı şekilde, bir toplumda iktidar katmanları fazla kalınlaştığında demokrasi çatlamaya başlar.

O halde soralım: Kaç kat iktidar, bir toplumu korur; kaç kat bastırır? Kaç kat ideoloji, düzen sağlar; kaç kat kör eder? Kaç kat sessizlik, vatandaşlığı susturur?

Sonuç: Parlak Yüzeyin Ardındaki Siyaset

Gomalak cila teknik olarak üç katla mükemmelleşir, fakat siyaset hiçbir zaman o kadar dengeli değildir. Her yeni iktidar, bir öncekinin üstüne kat atar. Her ideoloji, bir öncekini parlatır ya da mat bırakır.

Siyasal olgunluk, yeni cilalar sürmekten çok, hangi katların altında neyin gizlendiğini fark etmekle başlar.

Bu yazıyı okuyan sizlere sormak isterim:

Toplum olarak biz, kaç kat cilayla parlıyoruz?

Ve o parıltının altında gerçekten kim parlıyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap